İstanbul
07 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Sözde Alevi örgütlerinin gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıktı!


Sözde Alevi örgütlerinin gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıktı!
Tabelasında Alevi yazsa da, 21. Yüzyılın Yezit’i ABD emperyalizminin yolunda oldukları her gün yeniden ortaya çıkan bazı örgütler, PKK’nın organizasyonu ile, 6-8 Ekim 2014’te Türkiye’nin çeşitli illerinde girişilen şiddet eylemlerine çağrı yapıp, destek verdikleri için mahkum olan HDP’lilerin “aslında IŞİD terör örgütüne karşı direnişe çağrı” yaptıkları yalanı ile sahip çıktı!

Suriye’nin kuzeybatısında yer alan, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine komşu, Arapça adıyla Ayn-el Arab, sonraları Kürtçe Kobani şeklinde değiştirilen yerleşim biriminde terör örgütü IŞİD’in kuşatması bahane edilerek 6-8 Ekim 2014’te Türkiye Cumhuriyeti topraklarında girişilen şiddet eyleminin sorumlulularına karşı açılan davada karar verildi.

Tabelasında Alevi olduklarını iddia eden çeşitli örgütler ise, ayaklanma girişiminin sorumlularının hapis cezaları aldıkları mahkeme kararını protesto ettiler.

Bu örgütler, terör örgütü PKK’nın kamuoyuna yaydığı “IŞİD kazandı” yalanını sahiplendiler.

Çağrıyı sahiplenen Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) ve Alevi Kültür Dernekleri (AKD)’nin de üyesi olduğu Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu (AFA) ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBAKV) yayınladıkları ortak açıklamada Kobani ile bağlantılı olarak terör örgütü PKK tarafından organize edilen ve HDP tarafından yapılan sokak eylemleri çağrısına katılan siyasetçilerin “IŞİD terör örgütüne karşı direnişe çağrı” yaptığı iddia edildi!

Halbuki, herkesin apaçık bildiği gibi, şiddet eylemleri hiçbir şekilde IŞİD ile karşı karşıya gelmemişti, sadece Türkiye içerisinde ve PKK gençlik örgütünün yönettiği eylemlerde devlet kurumları hedef alınmıştı!

Kobani gerekçesi ile Türkiye topraklarında girişilen şiddet eylemlerinin “IŞİD terör örgütüne karşı direnişe çağrı” olduğu yalanını söyleyen sahte Alevi örgütleri, onlarca insanın hayatını kaybettiği, milyarlarca TL zarara yol açan ve yüzlerce insanın yaralandığı şiddet eylemlerini “demokrasiyi istemek suç değildir” diyerek savunmaya kalkıştı.

Terör örgütü PKK tarafından organize edilen ve HDP tarafından yapılan sokak çağrısı ile başlatılan şiddet eylemlerini savunan örgütlerin tabelasında Alevi yazsa da, gerçekte terör örgütünün ve emperyalizmin maşası oldukları bir kez daha gözler önüne serildi.

Bin kere mazlum olsan da, bir kere zalim olma” diyen Hz. Ali’nin, “İncinsen de, incitme” diyen Hacı Bektaş Velî’nin barış ve hoş görü yolunu değil, terör örgütü PKK’nın şiddet ve emperyalizme uşaklık yolunu seçen bu örgütlerin Alevi Bektaşi toplumu içerisinde tamamen marjinalleştiği ortaya çıktı.

KOBANİ DAVASINDA NE KARAR VERİLDİ?

Terör örgütü PKK ile birlikte halkı ayaklanmaya çağıran o dönem HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çeşitli suçlardan 42 yıl, Figen Yüksekdağ ise 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

Aynı davada yargılanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10 yıl, Gültan Kışanak’a “örgüt üyeliği” gerekçesiyle 8 yıl verilen ceza yarı oranında arttırılarak 12 yıl, Sebahat Tuncel “örgüt üyeliği”nden 12 yıl, Ayla Akat Ata “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 9 yıl 9 ay, Emine Ayna aynı suçtan 10 yıl, partinin eski PM üyeleri Ayşe Yağcı ve Aynur Aşan ise 9’ar yıl hapis cezası aldılar.

Aynı davada HDP eski Milletvekilleri Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen ile diğer sanıklardan Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün ve Sırrı Süreyya Önder ise beraat ettiler.

KOBANİ OLAYLARI GERÇEKTE NEDİR?

Temelde Türkiye ile Suriye arasındaki sınırı ortadan kaldırarak ortaya çıkacak coğrafyada Kürt devleti kurma girişimi için ABD tarafından planlanmış bir hamle olan ayaklanmanın gerekçesi, Irak’tan Kobani’ye ulaşmak isteyen sınırlı sayıdaki militanların geçişlerine izin verilmeyişi idi.

Sınırlı sayıda militanın Kobani’ye ulaştığında IŞİD’in engelleneceğini iddia eden aynı kesim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgeye karadan askeri müdahale ederek IŞİD’i yok etme teklifine ise şiddetle karşılık vermişlerdi.

Eylemlerin sonuç alamayacağı anlaşılması üzerine, Selahattin Demirtaş’ın 9 Ekim’de Diyarbakır’da yaptığı basın açıklamasında, tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kendilerine ulaşan mektubunda şiddet olaylarının durmasını istediğini kamuoyu ile paylaşması sonrasında olaylar sona erdi.

ŞİDDET EYLEMLERİNİN ZARARI

Resmi açıklamalara göre 35 il ve 96 ilçede yaşanan olaylarda 37 kişi yaşamını yitirdi, 326'sı güvenlik görevlisi 761 kişi de yaralandı.

Aynı açıklamalarda, olaylarda 197 okulun yakıldığı, 269 kamu binasının tahrip edildiği, 1731 ev ve iş yerinin yağmalandığı, 1230 aracın da zarar gördüğü belirtildi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!